Oybirliği Kuralı ile Pareto Etkinlik Arasındaki İlişki

  

POLİTİK EKONOMİ

Birden fazla insanı ilgilendiren kararların alınma süreci bireysel kararlardan oldukça farklıdır.

  Kararlardan etkilenen insanlar karar alma sürecine dahil olmak isterler. Bireyler kendi mutluluklarını maksimize etmeye çalıştıklarından toplu kararların alınmasında çatışmalar ortaya çıkabilir. Dolayısıyla kaosu önlemek ve düzeni sağlamak için toplumlar bazı karar alma kurallarını benimserler.

  1) Oybirliği: Bir kararın kabul edilmesi için toplumda veya grupta bulunan tüm bireylerin

  onayı gereklidir. Gruptaki bireylerin sayısı arttıkça, alınacak hemen her karar toplumda birilerinin zarar görmesine yolaçacaktır. Rasyonel bireyler kendilerine zarar verecek kararları onaylamayacağından oybirliği kuralıyla karar almak oldukça güçleşecektir. (Dünya Ticaret Örgütü)

  Oybirliği Kuralı ile Pareto Etkinlik Arasındaki İlişki D ( M (Karar alma Alınan maliyetleri) kararların dışsal sürecindeki Toplam Maliyet = D+M maliyetleri) müzakere

  0% O

  ptimum çoğunluk

  100% (diktatörlük) Karar almak (oybirliği)

  için gerekli olan çoğunluk

  Optimum kural müzakere maliyetlerine (aile içinde bir karar almak veya ülke çapında bir karar almak) ve dışsal maliyetlere (anayasa değişikliği veya tarım politikaları ile ilgili bir kanunda değişiklik) göre değişiklik gösterir.

  2) Çoğunluk : Toplumun ya da grubun yarısından fazlasının onay verdiği kararlar alınır.

  Ör: Ahmet, Mehmet ve Fatma’dan oluşan grup 3 alternatiften (A, B ve C) birisini seçmek

  üzere çoğunluk kuralına göre seçim yapmaktadır. Her birinin tercihi aşğdaıki şemada verilmiştir.

  Ahmet Mehmet Fatma

  1. A C B Tercihi

  2. B B C Tercihi

  3. C A A Tercihi

  Önce A ile B arasında bir seçim yapılacak daha sonra kazanan C ile yarıştırılacaktır. A’ya karşı B seçiminde Ahmet A’ya oy verecek Mehmet ve Fatma B’ye oy verecektir. Dolayısıyla B kazanacaktır. Sonra B ve C yarışında Ahmet ve Fatma B’yi tercih edecek Mehmet ise C’ye oy verecektir. Sonuç olarak B kazanacaktır. Acaba eğer ikili seçimlerin sıralaması değiştirilirse sonuçta bir değişiklik olur mu sorusu akla gelebilir. Önce A ile C daha sonra kazanan B ile yarıştırılırsa sonuç ne olur? A X C : Mehmet ve Fatma C’yi Ahmet Ahmet A’yı tercih eder; C kazanır. C X B : Ahmet ve Fatma B’yi tercih eder; B kazanır. Ya da B ve C başta yarıştırılır, kazanan daha sonra A ile eşleştirilir. B X C: B kazanır. B X A : B kazanır. Sonuç olarak seçimlerin sıralaması önemli değildir her halukarda B kazanır.

  

Örnek: Sosyal Güvenlik Sistemi: A (Sosyal Güvenlik Vergilerinin artırılması), B (Hiçbir

  değişiklik yapılmaması), C (Sosyal Güvenlik Sisteminin kapatılması) Ancak seçmenlerin tercihleri aşağıdaki örnektekine benzer bir yapı gösteriyorsa seçimlerin sıralaması sonucu etkileyebilmektedir.

  Ahmet Mehmet Fatma

  1. A C B Tercihi

  B B C 2.

   Tercihi

  3. C A A Tercihi

  Önce A ile B sonra kazananla C yarıştırıldığında: A X B : A kazanır. A X C : C kazanır. Eğer önce B ile C yarıştırılırsa: B X C : B kazanır. B X A : A kazanır. Eğer önce A ile C yarıştırılırsa: A X C : C kazanır. B X C : B kazanır. Sonuç olarak bazı durumlarda seçimde sıralama sonuçları değiştirebilir.

  Ortanca (Medyan) Seçmen tercihleri seçmen tercih skalasında ortanca tercihlere sahip seçmendir.

  

Ortanca Seçmen Teorisi: Çoğunluk kuralı geçerli olduğunda her zaman ortanca seçmenin

tercihleri ön plana çıkar. Örnek: Kaynaklarımızın ne kadarının dış güvenlik için harcamalıyız?

  Tankut milli gelirin %1’inin dış güvenlik için harcanmasını istiyor. Jale milli gelirin %3’ünün dış güvenlik için harcanmasını istiyor.

  Mehmet milli gelirin %4’ünün dış güvenlik için harcanmasını istiyor. Ahmet milli gelirin %10’unun dış güvenlik için harcanmasını istiyor. Doğukan milli gelirin %32’sinin dış güvenlik için harcanmasını istiyor.

  Mehmet ortanca seçmendir, çoğunluk kuralına göre Maehmet’in isteği gerçekleşir ve dış güvenliğe milli gelirin %4’ü ayrılır.

  Oy Ticareti: Karar vericilerin (genellikle p

  olitikacılar) başka kararlarda istedikleri yönde oy kullanılması karşılığında oylarını satmalarıdır. Oy ticareti bireylerin karara konu olan hususlarda tercihlerinin şiddetini gösterebilmeleri imkanını sağlar. Oy ticareti sosyal refahı olumlu yönde de olums uz yönde de etkileyebilir.

  

Örnek: Ahmet, Mehmet ve Lütfiye 3 değişik proje konusunda oylamaya katılacaklardır.

  Projelerin bireylerin refahlarına etkisi aşağıdaki tablodaki gibi verilmiştir.

  Ahmet Siraceddin Sosyal Refaha Lütfiye Etkisi 3. 200 -50 -55

  95 Köprü

  100 Yeni Okul -40 -30 150

  80

  • 120 400 -60 220

50 Yeni Hastane

  Çoğunluk kuralı geçerli olduğunda projelerin hiçbirisi de kabul görmeyecektir. (Siraceddin ve Lütfiye 3. Köprüye karşı gelecek, Ahmet ve Siraceddin okul yapımına karşı gelecek, Ahmet ve Lütfiye ise hastane inşasına karşı çıkacaktır. Tüm projeler 1 evet oyuna karşılık 2 hayır oyuyla reddedilecektir.)

  Ancak her üç proje de sosyal refahı artıracaktır, dolayısıyla gerçekleştirilmelidir. E

  ğer Ahmet Lütfiye ile oy ticareti yaparsa (Lütfiye’nin 3. Köprüye olumlu oy kullanması karşılığında Ahmet de okul yapımına destek çıkarsa) 3. Köprü de 100 yeni okul da inşa edilecektir. Bu durum sosyal refahı artıracaktır.

  Ancak oy ticar eti bazen de olumsuz sonuçlar doğurabilir.

  Ahmet Siraceddin Sosyal Refaha Lütfiye Etkisi

  200 -110 -105 -15

  Iğdır’a havaalanı Bilecik -40 150 -120 -10 ’e havaalanı

  Ordu -270 -140 400 -10 ’ya havaalan ı

  Eğer oy ticareti serbestse 3 şehre de havaalanı yapılacaktır, bu da sosyal refahı azaltıcı etki gösterecektir.

  Diğer Bazı Karar Alma Kuralları:

  Her seçmen belirli sayıda puana sahip olup bu puanları isteğine göre alternatifler arasında dağıtabilir. En çok oyu alan alternatif seçilir. Her alternatif tüm seçmenler tarafından tercihlere göre sıralanaır. (1. Tercih, 2. Tercih...)

  Her alternatifin tüm seçmenler tarafından sıralamadaki yeri toplanır; en düşük sayıya sahip olan alternatif seçilir. En çok seçmen tarafından en az tercih edilen alternatif elenir. Bu işlem tek alternatif kalana kadar devam ettirilir, en sona kalan alternatif seçilir.

  Arrow’un İmkansızlık Teorisi

  Arrow etik olarak insanla rın kabul edebileceği herhangi bir kuralın bireysel tercihleri ortak karar alma süreçlerinde ideal bir şekilde temsil edip edemeyeceği sorusuna cevap aramıştır.

  Arrow ’a göre herhangi bir karar alma kuralı minimum olarak aşağıdaki 6 şartı sağlamalıdır. (Bu 6

  şartı sağlamayan kuralların insanlar tarafından etik bulunmayacağını düşünür) 1.

  Kural bireylerin tercihleri nasıl olursa olsun bir karar verebilmelidir.

  2. Kural a lternatifler arasında bir tercih sıralaması yapabilmelidir.

  3. Kural bireysel tercihlere karşı duyarlı olmalıdır.

  4. Kural iki alternatif arasında seçim yaparken ilgisiz konuları dikkate almamalıdır.

  5. Diktatörlük olmamalıdır.

  6. Kural geçişlilik özelliğine sahip olmalıdır. Ancak Arrow

  ’un matematiksel analizleri tüm bu 6 şarta da sahip bir kuralın teorik olarak imkansız olduğunu göstermiştir. Buna Arrow’un İmkansızlık Teorisi denir.

TEMSİLİ DEMOKRASİ

  Gerçek hayatta politika yapıcılar (politikacılar, bürokratlar) bireylerin tercihlerini aynen politi kalarına aktarmazlar. Kendilerinin de menfaatlerini gözetirler. Toplumun menfaatleri ile poli tika yapıcıların çıkarları her zaman birebir uyuşmayacağından bazen alınan kararlar sosyal refahı maksimize eden kararlar olmayabilir.

  Ortanca (Medyan) Seçmen Teorisi: Çoğunluk kuralının geçerli olduğu sistemlerde ortanca

  seçmenin tercihleri öne çıkar. Dolayısıyla iki partili temsili demokrasilerde genelde her iki parti de ortanca seçmenin tercihlerine göre parti politikalarını belirlerler. Ancak pratikte ideoloji, parti liderinin karakteri, karizması gibi özellikler ortanca seçmen teorisinin öngörülerinde değişikliğe yolaçabilir.

  B

ürokratlar: Politikacılar gibi bürokratlar da sadece kendilerine dikte edilen politikaların pasif

  uygula yıcıları değil kendi mutluluklarını maksimize etmeye çalışan bireylerdir. Bürokratların mutlulukları kısmen kurumlarının gücüne, toplum içindeki saygınlığına ve etkinliğine ve sosyal imkanlarına bağlıdır.(Niskanen) Ancak bunlar her zaman sosyal refah ile paralel olmamaktadır.

  Bürokratlar genellikle konularında politikacılardan ve toplumun genelinden daha bilgili olduklarından onları yanlış yönlendirebilirler.

  TM Maliyet Maliyet

  MM TF Q* Optimum Proje Proje Q Proje MF b

  büyüklüğü Bürokratların telkin ettiği proje büyüklüğü Büyüklüğü büyüklüğü

  Bürokratlar kendi mutluluklarını maksimize etmek için kurumlarının büyüklüğünü artırmak isterler. (Ordu)

  Özel Çıkar Grupları Rantiye

  Devletten farklı muamele görmek için bazı unsurlar biraraya gelip özel çıkar grupları oluşturabilirler. Farklı alanlarda ortak yönleri olan kişi ve kuruluşlar özel çıkar grubu oluşturabilirler. (Kamu işçileri, Lösemili Çocuklar, Mardinli İşadamları, Sanayici İşadamları, Fenerbahçeliler, Emekliler vs..) dev

  Rantiye

  letin imkanlarını kullanarak (regülasyon, sübvanse, gelir dağılımı vs..) normalin üzerinde gelir kazanmak için yapılan faaliyetlerdir. Rantiyenin sosyal refaha ne gibi etkileri olur?

  DEVLETLER NİÇİN BÜYÜYOR? Devletin ekonomideki payı nasıl ölçülür?

  a) B ütçe/Milli Gelir

  b) Regulasyon

  Devl etin Büyüme Sebeplerine Dair Açıklamalar:

  a) Toplum daha büyük devlet istiyor.

  b) İnsanlar birbirlerine daha yakın yaşadıklarından dışsallık daha büyük bir problem oluşturuyor.

  c) Kültürel ve sosyal kodların işlerliği azaldı.

  d) Gelir dağılımındaki uçurum büyüyor.

  e) Vergi toplamak kolaylaştı.

  f) Şansa dayalı faktörler. (savaş, deprem vs..)

  g) Fakirlerin politikayı etkilem güçleri arttı.

  Devletin Büyümesine Sınırlama Getirmeli miyiz? (Anayasal İktisat)