El- ems: Güne : (Eskiden) dördüncü gezegen.

El- ems: Güne : (Eskiden) dördüncü gezegen.

ems-i hakikî: Gerçek Güne : zaman tanımlarında sözü edilen, gözlediğimiz Güne kursu.

ems-i i’tibârî: Düzgün bir zaman ölçüsünün sağlanması için tasarlanan ve hep ekvator üzerinde dolandığı varsayılan sanal Güne . eref: (Lat. Exaltationes, principatus, altidudines): Gezegenin ekliptik üzerinde en tesirli olduğu nokta. El- eretân: (es-Seretân, Alsharatân, Xartân): Ay’ın birinci konağı. Koç’un (Aries, Arietis, Ram) γ (Mesarthim) ve β yıldızları. “Kuzeye doğru, Koç’un ba ında bulunan iki farklı parlak yıldızdır.” (Fergânî, 20, 146).

el- evle (Alshaula, Xaula): Ay'ın on dokuzuncu konağı. Akreb’in λ, υ yıldız- ları. “Akreb’in Đğnesi’dir ve biri parlak olan iki farklı yıldızdır.” (Fergânî,

20, 148). ibh-i zıll: Yarı gölge; (Đng. penumbra): Ay ve Güne tutulmalarında bir parça ı ık alan gölge konisinin içi. imal: Kuzey; (Đng. north): Ufuk düzleminde doğu-batı doğrultusuna dik olan kutupyıldızının bulunduğu yön. itâ: Kı ; (Đng. winter): 22 Aralık ile 21 Mart arası.

Ta’dîl el-nehâr: Gündüz düzeltimi: 1) Güne ’in gündüz yayının yarısının 90 dereceden (veya 6 saatten) farkı. Bu farkın derece olarak kar ılığı ise nısf el-fadla olarak adlandırılır. 2) Bir yıldızın her gündüz ve gece yayının ya- rıları ile 90 derece (veya 6 saat) arasındaki fark yıldızın gündüz düzelti- midir.

El-ta’dîl el-evvel: Birinci e itleme (düzeltim), birinci düzeltim, anomali düzel- timi, merkez düzeltimi, ta’dil-i müferrid; (Đng. the first equation, prosthaphairesis for anomaly, equation of centre): Gezegenin düzensiz hareketlerini (yakınla ıp-uzakla ması) açıklamak için, ta ıyıcı (hamil, deferent) daire üzerinde bulunan episiklin merkezini, dı merkezli (ek- santrik) dairenin merkezine bağlama ve bu bağlama nedeniyle olu an açı. Bir gezegenin gerçek boylamı ile ortalama boylamı arasındaki fark.

El-ta’dîl el-sâlis: Üçüncü e itleme (düzeltim): (Gezegenlerde) gerçek apoje ile ortalama apoje arasındaki yay. El-ta’dîl el-sânî: Đkinci e itleme (düzeltim); (Đng. the second equation): Geze- genin düzensiz hareketlerini (geri hareketi-ileri hareketi) açıklamak ama- cı ile, episikl üzerindeki gezegenin hareketine bağlı olan düzeltme.

Ta’dîl-i eyyâm: Gün düzeltimi: Ortalama güne günü ile gerçek güne günü arasındaki fark. Ta’dîl-i muaddil: E düzeltim: Birinci ve ikinci düzeltimin toplamı. Ta’dil-i müferrid: bkz. El-ta’dîl el-evvel. Tagrîb: Helyak batı : Bir gökcisminin Güne ’ten az önce batması; Güne

ufkun hemen altında iken bir gökcisminin ufukta bulunması. Tahavvül-i ems: Gündönümü; (Đng. solstice): Gecelerin uzamadan kısalmaya

(22 Aralık) ya da kısalmadan uzamaya (22 Haziran) dönmesi olayı. Tahta kadran: bkz. Rub-u Mıstara.

Takadüm-i itidâleyn: Devinme olayı, presesyon, ekinoksların presesyonu; (Đng. precession, precession of equinoxes): Yer’in dönme eksenin orta- lama kutup çevresinde ağır ağır dönmesi. Yer’in dönme ekseninin çok yava bir koni hareketi yapması nedeniyle olu an hareket. Bu hareketin

bir sonucu olarak, ılım noktaları doğuya doğru yava bir ekilde hareket eder ve Koç noktası olarak bilinen ilkbahar ba langıcı yılda yakla ık

50 11 .27 batıya kayar. Hareketin periyodu yakla ık 25.868 yıldır. Bu hare- ket sadece Koç noktasının batıya doğru hareket etmesine neden olmaz,

belirli aralıklarla kutupyıldızının da deği mesine neden olur. Zamanımız-

da kutupyıldızı Küçükayı takımyıldızının (Ursa Minor) α yıldızıdır ( α Ursa Minor, Polaris). M.Ö. 3000’lerde kutupyıldızı α Draconis (Thuban), M.Ö. 13.000’ler de ise kutupyıldızı α Lyra (Vega) idi. M.S. 13.000’lerde ise kutupyıldızı yine α Lyra olacaktır. Ekinoksların presesyonu, yıldızla- ra ili kin kendi tespitlerini kendisinden 150 yıl önce ya amı olan Timocharis‘in tespitleri ile kar ıla tıran Hipparchus tarafından ke fedil-

mi tir. Hipparchus bu hareketin yılda 36 11 olduğunu varsayar. Batlamyus

da Hiparchus’un bu hareket için verdiği değeri benimsemi ve hareketin

0 100 yılda 1 11 ya da bir yılda 36 olduğunu tespit etmi tir. Takımyıldız: bkz. Cümle-i kevkebiyye.

Takvîm: bkz. Tûl. Takvîm çizgisi: bkz. Hatt el-takvîm. Tâli’: Doğu noktası, birinci ev: Güne ’in günlük yörüngesinde ufuktan yük-

seldiği nokta. Tam tutulma: bkz. Küsûf el- ems. Tamâm el-incilâ: bkz. Husûf. el-Tarf (Altarf, Tarfa); Ay'ın dokuzuncu konağı. Aslan’ın ε ve ν yıldızları.

“Arapların Aslan’ın Đki Gözü olarak adlandırdıkları iki yıldızdır.” (Fergânî, 20, 147).

Ta ıyıcı küre: bkz. Felek el-hamil. Tavassut: Ay’ın apojesi ile ortalama Güne arasındaki uzaklığın, ortalama

Güne ile Ay’ın episiklinin merkezi arasındaki uzaklığa yay olarak e it olması.

Tedvîr: bkz. Felek el-tedvîr. Teodolit: (Đng. theodolite). Uzaktaki bir noktanın, yıldızın, Güne ’in güney

açısını ve yüksekliğini ölçen bir araç. Terazi burcu: bkz. El-mizân.

El-terbi’: 1) Dörtlük; (Đng. quadrature): Đki gezegen arasındaki açısal uzaklığın

90 derece olması. 2) Dördün; (Đng. quarter): Ay ya da benzeri gök cisim- lerinin kurslarının yarısının aydınlık olduğu evre. Terbî-i âhir: Sondördün; (Đng. last quarter): Ay kursunun sol yarısının aydın- lık olduğu evre. Terbî-i evvel: Đlkdördün; (Đng. first quarter): Ay’ın yeniay evresinden bir hafta sonra yarım daire biçiminde görüldüğü evre. Ay’ın Güne ’e göre açısal uzaklığının 90 derece olduğu andaki görünü ü.

El-tesdîs: Đki gezegen arasındaki açısal uzaklığın 60 derece olması. El-teslîs: Đki gezegen arasındaki açısal uzaklığın 120 derece olması. Te rîk: Helyak doğu : Bir gökcisminin Güne ’ten az önce doğması; Güne

ufkun hemen altında iken bu gökcisminin ufukta bulunması. Tirmâhi: bkz. Nokta el-i’tidâl el-harîfî. Tropik Ay: bkz. Dönencel Ay. Tûl: Boylam; (Đng. longitude, Lat. longitudo): 1) Bir gök cisminden ve

ekliptiğin kutuplarından geçen büyük dairenin, ilkbahar ılımından (Koç noktası) ve ekliptiğin kutuplarından geçen daireden açısal uzaklığı. 2) Coğrafî boylam: Yerküre üzerindeki herhangi bir noktadan geçen merid- yenin ba langıç meridyeninden açısal uzaklığı.

Turquetum: Triquetrum: bkz. Zât el- u’beteyn. Tutulma evreleri: bkz. Safha-i husûf. Tutulum dairesi: bkz. Felek el-burûc.

U Ufuk: (Đng. Horizon): Gözlemcinin bulunduğu noktadan Yer’e çizilen teğet

düzlemin gökküresi ile arakesiti. Đki ufuk vardır: 1) Görünür ya da hisse- dilir ufuk (hissî ufuk). 2) Hakikî (gerçek, astronomik) ufuk. Hissî ufuk gözlemcinin bulunduğu noktadan Yer’e çizilen teğet düzlemdir; göğü, gözlemciye görünen ve gözlemciye görünmeyen kısım olarak e it olma- yan iki kısma ayırır. Hakikî (gerçek, astronomik) ufuk hissî ufka paralel olan ve Yer’in merkezi boyunca geçen düzlemdir. Gök küreyi iki e it kısma ayırır.

Ukde: Düğüm noktası, düğüm; (Đng. node): 1) Ay’ın (ya da diğer gezegenle- rin) yörüngesinin ekliptiği deldiği iki noktadan her biri. 2) bkz. Cevzeher. Ukdeteyn: Đki düğüm noktası, ini ve çıkı düğümleri: gezegenlerin yörüngele- rinin ekliptikle kesi tiği noktalar. Usturlab: (Đng. Astrolaben): bkz. Rubu’ tahtası. El-Utârid: Merkür: (Eskiden) ikinci gezegen. Đç gezegenlerin ilki. Uzanım: bkz. El-b‘ud. Uzay: bkz. Fezâ.

Üçüncü düzeltim: bkz. el-Ta’dil el-sâlis. Üçüncü düzeltim yayı: bkz. Kavs-i mahsûriye-i ta’dil el-sâlis. Üstgeçi : bkz. Mürûr-ı bâlâ. Üstkavu ma konumu: bkz. Đctimâ-i ulyâ.

Vakt-i nücûmî: Yıldız zamanı; (Đng. sideral time): Güne yerine ilkbahar nok- tasına bağlı olan zaman süresi. Birimi 1 yıldız günüdür.

Vakt-i nücûmî vasatî: Ortalama yıldız zamanı; (Đng. mean sideral time): Đlk- bahar noktasının bir yıl içerisinde ortalama yerine göre belirlenen zaman süresi.

Vakt-i ems-i vasatî: Ortalama Güne zamanı; (Đng. mean solar time): Ortala- ma Güne ’e göre belirlenen zaman. Vakt-i emsiyye: Güne zamanı; (Đng. solar time): Güne ’in görünürdeki gün- lük hareketine dayanan zaman. Vast: bkz. Husûf. Vaz-ı ictima’: bkz. Mukârin. Vaz-ı istikbâl: bkz. Mukâbele. Vecih: (Đng. Faces, Lat. decan facies): Bir burcun 30 derecelik dilimi. Her bir

burç üçe bölünür ve dilimlerden her birine vecih adı verilir. Veted: Dört eksen; (Lat. anguli, centra, cardines): Ufuk ve meridyen daireleri- nin Güne ’in günlük yörüngesi ile kesi tikleri dört nokta (tâli, rabi, sabi, â ır) ve bu noktalarla sınırlanan birinci, dördüncü, yedinci ve onuncu

beytler (evler). Veted el-ard: bkz. El-râbi. Veted el-gârib: bkz. El-sâbi.

Veted el-sema el-â ır: bkz. El-â ır. Venüs: bkz. El-Zühre.

Yakla ım: bkz. Mukârene. Yalancı sabah: bkz. Subh-i kâzib. Yarı gölge: bkz. ibh zıll.